Kaybolup gider miyim bu hayat kermekeşinde merak ediyorum. Aşka ya da paraya değişir miyim hayallerimi? En önemlisi bunlar için vazgeçer miyim? Bir şair var adı gelmiyor aklıma, mazur görün beni. Öldüğünde ne evlatları ne de eşinin haberi vardı yazdıklarından. Dünyasının içinde bir dünya. Kolay mı peki? Sanmam. Aslında bu kadar net her şey. Her insanın bir çizgisi var ve başkasının geçmesine izin vermiyor. Kimisinin iyi kimisinin de karanlık tarafı bu çizginin ardında. Ben güzelliklerin peşindeyim. En azından içimdekilerin öyle olduğunu umuyorum. Yitip gidecek mi içimdekiler ve içimdeki yazma arzusu yoksa bir köşede gizli gizli yazacak mıyım. “Söz uçar yazı kalır.” demiş atalarımız. Çöpe atılan onca yazılarım nerde o zaman? Yırttıklarım, yaktıklarım… Aslında hayatımın özeti de bu. Yırttıklarım ve yaktıklarım. İçlerinde çocukluğum, masum aşklarım güzel anılarım var. Hepsini kendi ellerimle yok ettim. Geriye kalan birkaç yazı ve şiir. Peki onların sonu nolacak? Aklımda o kadar soru var ama cevabı yok hiçbirinin. Bir gün, bir gün! Bir gün gelecek o yarım kalmış hayalimi tamamlayacağım. Kendimi ne güzel kandırıyorum değil mi? Karanlık bir odada tek başıma hala bir umudun peşindeyim. Belki de çoktan kaybolup gittim. Ölünün öldüğünden haberi olmazmış imam telkin edene kadar. Biri de bana telkin etsin eğer öldüysem.